
Küçük bir fikrin hayatımı değiştirebileceği aklımın ucundan bile geçmemişti.
O zamanlar sahip olduğum tek şey eski bir defter ve açıklanamayan bir tutkuydu. Etrafımda insanların sürekli şikayet ettiği sorunlar görüyor ve kendime hep şunu soruyordum: "Neden bunları çözmüyoruz? Neden hemen başlamıyoruz?"
İşte girişimcilik yolculuğum böyle başladı.
Net bir şey yoktu... yol haritası yoktu, garanti yoktu. Sadece içimde "Dene, işe yarayabilir" diyen bir his vardı.
Korku olsa da merak daha güçlüydü.
Girişimcilik bir proje değil... hayata karşı bir tutumdur.
İlk başta girişimciliğin bir şirket kurmak, bir ürün tasarlamak veya bir online mağaza açmak anlamına geldiğini düşündüm. Ama daha derin bir şey keşfettim:
Girişimcilik "ne" yaptığınızla değil, "nasıl" gördüğünüzle ilgilidir.
Bir girişimci krizlerin ortasında fırsatları görür, gürültünün ortasında olasılıkların sesini duyar ve her sorunun harika bir fikrin başlangıcı olduğuna inanır. Her şey güllük gülistanlık değil.
Birçok zorlukla karşılaştım: Fonlarım sınırlıydı, fikirlerim her zaman anlaşılmıyordu ve ortam beni cesaretlendirmiyordu.
Her tökezlediğimde, geri dönüp yeniden değerlendiriyordum: İstediğim bu muydu?
Ve cevap her zaman: Evet... çünkü iş değil, etki arıyordum.
Girişimciliğin hızlı hareket etmekle ilgili olmadığını, sebat etmekle ilgili olduğunu öğrendim. En zeki olmak değil, en sebatkar olmaktır.
Bir noktada... fikir gerçeğe dönüştü.
Azar azar sonuçlar kendini göstermeye başladı.
Bana inanan, beni destekleyen, bana katılan birini buldum.
Fikrimin bir ürüne, küçük işletmemin bir gelir kaynağına dönüştüğünü ve uzun vadeli çabalarımın fark yaratmaya başladığını gördüm.
Ancak o zaman gerçek tatminin anlamını anladım... sayılarda değil, kalbinizden doğan bir şeyin gözlerinizin önünde büyüdüğünü görmekte.
Bu herkes için bir yolculuk mu?
Herkesin girişimci olabileceğine inanıyorum... ama herkes bedelini ödemeye istekli değil.
Bedeli, başkaları rahatken çalışmak, herkes şüphe ederken sadık kalmak, başkaları büyük hedeflere doğru koşarken küçük ilerlemeleri kutlamaktır.
Liderlik kahramanlık değildir... bağlılık, sorumluluk ve hak ettiğiniz bir hayal için risk alma isteğidir.
Sonuçta...
Girişimcilik sürekli bir başarı hikayesi değil, olgunluk ve dönüşüm hikayesidir.
Bir gün kendinize "Ya deneseydim?" diye sormak ve sonra başlamaya cesaret etmektir.
Bir kez başarısız olmak, öğrenmek ve sonra tekrar denemektir... incinmediğiniz için değil, güçlendiğiniz için.
Her girişimci hikayesini kendi tarzında yaşar, ancak hepsinin ortak bir noktası vardır:
Dünyanın değişmesini beklemediler... değişimin kendisi olmaya karar verdiler.