Yazar: İthar Cemal
Dil meraklıları, bir ülkeye seyahat etmelerinden bir ay önce kullanacakları temel cümleleri öğrenebilirler ve dil uzmanları, temel iletişim becerilerini haftalar içinde ve bir yabancı dilin temelini birkaç ay içinde öğrenebileceğimizi; akıcı olmaya ulaşmanın ise daha uzun sürdüğünü vurguluyorlar. Mango Languages sitesine göre, dili öğrenme amacını belirlemek, öğrenme tarzını ve uygun planı belirlemede kilit rol oynar.
İşte amacınıza göre bir dili öğrenebileceğiniz öne çıkan stratejilerden bazıları.
Her şey öğrenme tarzınıza bağlıdır. Örneğin görsel öğrenenler, görsel materyaller (örneğin kartlar ve videolar) aracılığıyla öğrenmeye eğilimliyken, işitsel öğrenenler ana dili konuşanları dinleyip konuşarak ilerleme kaydederler.
Ayrıca dili hakim olarak öğrenme hedefi, kullanılabilecek stratejiyi belirler; eğer amaç seyahate hazırlanmaksa, konuşma becerilerine ve temel kelime dağarcığının öğrenilmesine odaklanmalısınız ve dil öğrenme uygulamaları burada faydalı olur. Bununla birlikte, eğitim veya akademik başarı amacıyla öğrenmek daha düzenli bir plan gerektirir ve dil kursları bu noktada yararlıdır.
Dillerin öğrenilmesi – Arapça öğrenme.
Dil öğrenme hedefi seyahate hazırlık ise, konuşma becerisine ve temel kelime öğrenimine odaklanmanız gerekir (Shutterstock).
Dil öğrenimini geliştirmek için kullanılabilecek çeşitli yöntemler vardır ve sürecin anahtarı size en uygun yöntemi seçmektir. Uzmanlar, size uygun yöntemleri bulup istenen ilerlemeyi sağlamanız için deneme yanılma yöntemini uygulamanızı önerirler.
Dil öğrenimi, birkaç ay içinde tamamlanabilir hedeflere bölündüğünde daha iyi olur; böylece motivasyonunuz artar ve hedefleriniz gerçekçi olur—sözlüğe ihtiyaç duymadan bir gazete makalesi okuyabilmek gibi. Bu, The Guardian’a göre örnek bir hedeftir.
Burada amaç, hedef dilin gününüzün bir parçası hâline gelmesidir—haberleri bu dilde okuyun, bir program izleyin veya günlük tutun. Burada odaklanmış bir çalışma yoktur; dil arka planda yer alır ve bu, dil becerilerinizi geliştirir. Yabancı dile ne kadar çok dalarsanız, ilerlemeniz o kadar hızlı olur.
Okuma, öğrenme deneyiminin en zengin yönlerinden biridir; ilerlemenizi bu şekilde gözlemleyebilirsiniz. Keyif için okurken, öğrenme daha kolay ve hafıza daha kalıcı olur. Hatta yabancı dilde okuduğunuz ilk kitap, uzun süre hatırlayacağınız bir deneyim olacaktır.
Yeni bir kelime grubunu öğrenmek, ertesi gün gözden geçirmek ve daha sonra aralıklı olarak tekrar etmek, onları uzun vadede daha iyi hatırlamanızı sağlar.
Dil bilimcilerinin en az yarısının dünyadaki dillerin yok olma tehdidi altında olduğuna dair derin bir endişe duyması doğaldır (Pixabay).
Yeni kelimeleri öğrenmek ve ertesi gün gözden geçirmek, ardından aralıklı olarak gözden geçirmek onları hatırlama becerinizi artırır (Pixabay).
Yeni dilinizi düzenli olarak dinlemek, onu zihninizin günlük girdisinin bir parçası hâline getirir. Dinleme materyallerinin mevcut seviyenizden biraz daha yüksek olması önerilir; böylece tanıdık kelimeler ve anlamadığınız kelimeler duyarsınız; bilmediklerinizi not alabilir ve düzenli olarak gözden geçirebilirsiniz.
Pratik, dilde ustalaşmanın anahtarıdır; hataların düzeltildiği ve ilerlemenin test edildiği alandır. Bu aşamada hatalarınızı ortaya çıkaracak ve düzeltecek birine ihtiyaç duyarsınız. Uzmanlar, önce dili kullanmanızı, gramerin mükemmelleştirilmesini ise sonraya bırakmanızı tavsiye ederler.
Dil öğrenmenin en büyük engeli özgüven kaybıdır; bu nedenle önemli tekniklerden biri de hata yapma cesaretine sahip olmaktır, zira bu aşama dilde ilerleme için önemlidir.
Dil öğrenmenin en büyük engeli özgüven kaybıdır (Pexels).
Dil öğrenme amacınız, uzun öğrenme yolculuğunda kaybolabilir. Bu nedenle uzmanlar, bunu yazmanızı ve motivasyonunuz düştüğünde geri dönmenizi önerir. Dil öğrenme hedeflerinizi yazın ve gerektiğinde onlara başvurun.
Kaydettiğiniz ilerlemeyi düzenli olarak değerlendirmek, beklentilerinizi karşılamadığı ya da hedeflerinizi gerçekleştirmediği durumlarda yönteminizi değiştirmenize olanak verir. Öğrenme; sabır, sebat ve kişisel ihtiyaçlarınıza, hedeflerinize ve öğrenme tarzınıza uygun bir yöntem seçme becerisi gerektirir.
Yale Üniversitesi’ne göre, süreklilik dil öğreniminde temel unsurdur. Günde 30 dakika çalışmak, haftada bir defa dört saat çalışmaktan çok daha iyidir. Süreklilik, yeni kelimeler ile anlamları arasında beyinde oluşan bağlantıları güçlendirir; hafızayı geliştirir, öğrenme sürecini aktif tutar ve edinilen bilginin kaybolmasını engeller.
Bill Handley’nin Yeni Bir Dili Hızlı ve Kolay Öğrenin adlı kitabında önemli bir soru yanıtlanıyor: Yavaş ve istikrarlı öğrenme mi yoksa hızlı ve dalgalı öğrenme mi daha iyidir? Handley, ilk dersi tamamen öğrenmeden bir sonraki derse geçmenin mantıksız görünebileceğini belirtir; ancak bu yöntemi kullananlar, tam anlamanın sonraki günler ve haftalarda yapılacak tekrarlar sırasında gerçekleşeceğine inanırlar ve böylece öğrenme sürecinden baskıyı ve zorlu çalışmayı uzaklaştırırlar.
Kitaba göre, hızlı ve dalgalı öğrenme yöntemini uygulayan öğrenciler daha hızlı ilerler ve öğrendiklerinin yaklaşık %80’ini korurlar. Handley’nin de belirttiği gibi hatalarınız sert bir şekilde eleştirilmiyorsa bu yöntemi tercih edebilir ve daha motive olabilirsiniz.

